Hakkımda

Fotoğrafım
gelip geçerken kancasız oltama takılanlar;

26 Kasım 2014 Çarşamba

Bir Parça / John Keats

Şairin mezar taşına yazılmasını istediği sözler,
Öte'denBeri dilimde, işte geldik gidiyoruz iz bırakmadan der gibi..

”Here lies one whose name was writ in water.” /
“Burada adı suya yazılmış olan biri yatmaktadır.”


BİR PARÇA
Nerededir Şair? Gösterin onu! Gösterin
Dokuzuna ilhamdır!
Ben de onu bir yerden bilebilirim!
Bu kişi bir diğeriyle eşittir;
O kişi bir kralsa da, dilenciler kavminde en fakir de olsa,
şaşılası bir başka şey olsa ya da.
Bir insan maymunla Eflatun arasında kalabilir pekala;
Bu kişi bir kuşla; Çalıkuşu yahut Şahin
Çıkabilir tüm içgüdüleri bulmaya...
Duymuştur hali hazırda aslanın kükrediğini
Ve anlatabilir coşkun gırtlağının söylemek istediklerini
Onun için kaplanın haykırışı açık seçiktir
Ve üşüşür kulağına anadil misali.
John Keats

24 Kasım 2014 Pazartesi

Çığlık-Boğuntu / Edward Munch

Öte'denBeri bana göre  acının rengi olan siyah ve kırmızı can vermiş Çığlık adlı tablosuna Edward MUNCH' un. Öyle değilmidir gerçekten; boğulduğumuzu hissettiğimiz çığlık anlarında gözümüz kararmaz, yüzümüz kızarmaz mı?

Munch, “Dışavurumculuk” akımının öncülerinden sayılır ve 1893 tarihinde yaptığı karton üzerine pastel çalışılmış, 84cmx66cm  botyutlarında bir tablo olan Çığlık ressamın en önemli eseri olarak görülüyor sanat çevrelerince. 

Munch'ün günlüğü ele alınırsa bu resim Nice'den etkilenerek yapılmıştır. Günlüğünde anlattığına göre iki arkadaşıyla yürümektedir. Bu sırada güneş batmaktadır ve gökyüzü kan kırmızısı rengindedir. Munch kendini yorgun hissetmiş ve trabzanlara yaslanmıştır. İki arkadaşı ise yürümeye devam etmiştir. Bu sırada doğanın çığlığını hissettiğini günlüğünde dile getirir Munch. Bu resmi yaptığı sırada hastadır ve bu yorgunluğunun oradan geldiği düşünülür. Amerikan sanat tarihçisi Robert Rosenblum'a göre bu resimdeki insan figürünün yüzü Paris'teki Musée de l'Homme'da bulunan Peru'dan gelmiş olan mumyanın yüzünden etkilenerek yapılmıştır.

Çığlık(Skrik) / Boğuntu
 

22 Kasım 2014 Cumartesi

Auschwitz..

Öte'denBeri soy-sop kavgası yapanlarla kavgamız...Bitmeyen, bitemeyen kavgamız...

İlk kurulan ana kamp Auschwitz I Polonya'nın Krakow şehrinin 60 km batısında, küçük bir şehir olan Oswiecim'in güneybatısında,Auschwitz II Oświęcim'in 3 km batısında Brzezinka (Birkenau) köyünde, I.G.Farben, Krupp, Siemens gibi fabrikalar için yapılan Auschwitz III ise Oświęcim doğusunda Monowice (Monowitz) köyünde inşa edilmiştir.
                            Auschwitz-Birkenau Alman Nazi Toplama ve İmha Kampı (1940-1945)
Auschwitz-Birkenau'ya tüm Avrupa'dan 1,3 milyon insan yerleştirilmiştir.Bunların, 1 milyonu Yahudi olmak üzere 1,1 milyon insanın öldürüldüğü tahmin edilmektedir. Yaklaşık 900.000 kişi kampa geldikleri anda doğrudan gaz odalarına gönderilmiş ya da vurularak öldürülmüştür. Kalan 200.000 kişi, hastalık, eksik beslenme, kötü muamele, tıbbi deneyler nedeniyle ve daha sonra gönderildikleri gaz odalarında ölmüştür. Ortalama 6 ay içinde ölen tutsaklar, en ağır şartlarda günde en az 10 saat çalıştırıldılar. Gaz odalarına gönderilirken, saç kesme, ceset toplama, yakma gibi işlemleri de yine kendileri yapıyorlardı.
İkinci Dünya Savaşı’ndan önce Auschwitz, eski adıyla Oscwinchim, yarısı Yahudi olan 14 bin kişinin yaşadığı sakin bir kasabaydı. Auschwitz ismi, Holokost sürecinde kurban olanların ve dolayısıyla II. Dünya Savaşı'ndaki Nazi dehşetinin sembolü olmuştur. Bu kamplarda, Yahudi, Roman, Eşcinseller gibi Nazilerin düşman ilan ettikleri gruplar başta olmak üzere 6 milyon kişi ölmüştür.
1979 yılında UNESCO'nın İnsanlığın Kültür Mirası listesine eklenen bu iki kampın kalıntıları ve Yahudi mezarlığı, Auschwitz-Birkenau Devlet Müzesi ve Holokost anma mekânı olarak kamuya açılmıştır.

Ursula K. Le Guin: Direniş sözcüklerin sanatında başlar

“Işık karanlığın sol elidir
ve karanlıksa ışın sağ eli
ikisi birdir,
Yaşam ve ölüm, yatarlar
Birlikte kemmerdeki aşıklar gibi,
İki el birbirine kavuşmuş gibi
Sonuç ve yol gibi.”

ABD’nin en prestijli kitap ödüllerini veren Ulusal Kitap Vakfı (National Book Foundation), bu yılki Amerikan Edebiyatı’na Olağanüstü Katkı Madalyası'nın Ursula K. Le Guin’e verileceğini duyurmuştu. Yazar ödülünü, 19 Kasım 2014 tarihinde New York’ta yapılan 65. Ulusal Kitap Ödülleri (National Book Awards) töreninde Neil Gaiman’ın elinden aldı.

Le Guin'in ödül töreninde yaptığı konuşmadan  Öte'denBeri ruhu ile örtüşen kesitleri misafir ediyorum burada..

"Hayatlarımıza ilişkin alternatifleri görebilen, korku mağduru olmuş topluma ve onun saplantılı teknolojilerine alternatif var oluş biçimleri konusunda arka çıkan ve hatta umutlu olmak için gerçek dayanaklar hayal edebilen yazarların seslerini özlediğimizde bizi zor zamanlar bekliyor olacak. Özgürlüğü hatırlayabilen yazarlara ihtiyacımız olacak. Şairlere, hayalperestlere – daha geniş bir gerçekliğin gerçekçilerine. "
"Her türlü insan gücüne direnilebilir ve her güç insanlar tarafından değiştirilebilir. Direniş ve değişim çoğu zaman sanatta başlar ve çoğu zaman da bizim sanatımızda başlar – sözcüklerin sanatında."

Ursula K. Le Guin

20 Kasım 2014 Perşembe

Guernica / Pablo Picasso

Öte'denBeri savaşa buz kesilir, barışa güneş açarız... 
Guernica; Picasso'nun sesinden, gözümle duyduğum, çok sesli, kömür karası  bir AĞIT!

"İspanya'nın mücadelesi, insanlara, özgürlüğe yapılan saldırıya karşıdır. Ressam olarak hayatım boyunca sürekli sanatın ölümüne karşı durmaya çalıştım. Benim gericilikle ve ölümle anlaşma içinde olduğumu kim bir an için bile olsa düşünebilir? ... Üzerinde çalıştığım ve Guernica ismini vereceğim resimde, ve son zamanlardaki tüm eserlerimde, İspanya'yı acı ve ölüm okyanusuna batıran askeri sınıfa duyduğum nefreti açıkça göstermekteyim."Picasso, Guernica üstüne, 1937

Bu resim şu anda Madrid'de Reina Sofía Müzesinde bulunmaktadır. Picasso, bir sergisi sırasında kendisine, "Bu resmi siz mi yaptınız" diye soran bir Alman generaline, "Hayır, siz yaptınız" cevabını vermiştir. Bu resim Picasso'nun savaşa ve Guernica'nın bombalanmasına karşı duyduğu güçlü nefreti anlatmaktadır. Resimdeki insan ve hayvan figürleri acı, hüzün ve savaşa karşı duyulan nefreti yansıtmaktadır.

    Guernica...

18 Kasım 2014 Salı

Deliler Gemisi / Hieronymus Bosch

Öte'denBeri severiz deliyi efenim, hor görmez hoş görürüz ve güleriz..  ucu kırık gövde sağlam kalemimi tembel kuyulardan teslim alma zamanı geldi derken kömür tonunda harfler, sıcacık,  deli deli dans ediyor, gülüyorum..

Toz Pembe Bir Deliliktir Yaşamak
Uz'un buz kestiği yerdeyiz,
 kurmuşuz sofrayı,
notalar meze,
açık deniz bir ormanı mesken tutmuşuz,
boy boy dalgalar ağaç gölgesi
üstümüze üstümüze düşmekte...
  
Hieronymus Bosch

Desiderus Erasmus / Deliliğe Övgü

ta baştan söylediğim gibi işte; zıtlıkların mükemmel uyumunda git öte gel beri, öte'denberi...
 
'akıl, kendini ancak deliliğin zıddında, deliliğin zıddı olarak tanımlayabilmektedir. öyleyse delilik toplum düzeninin varlığı için gereklidir; çünkü bu düzen kendine ancak negatifin aynasında kimlik verebilmektedir.'
 
cehalet ve bilgeliğin dansı
 
 
Desiderus Erasmus
"kendini bilge sanmak, gerçek deliliktir"
 

Kafka-Dönüşüm

Kimselere yüklenmedim, yaslanmadım  Öte'denBeri...
Bir gün kendimden, üstüme aldığım tüm ödevlerden koşar adım kaçmaya karar verirsem, 
biraz da benim yükümü başkaları taşısın dersem, 
başkalarının sırtında el ense yatayım dersem, 
düzenin baş kahramanı tüm patronlara ise isyanım; 
"köleniz değilim artık yeter!" çığlığında isem, 
A grubu bir salak olarak, Asalak olarak uyanırsam ben de...




Dönüşüm; hepimizin günlük isyanlarını ütopik bir tepki olarak bir pazarlamacıyı kelimelerle böcek olarak resmedişi Kafka'nın. Vermeyi bıraktığı andan itibaren sesinin sinek vızıltısına benzetilerek söz söyleme hakkı elinden alınan kahraman, zamanla yalnızlığa, açlığa ve ölüme teslim olur...Sistem içinde veren el değil de alan el olduğunuzda daha az duyulur olur sesiniz ve yok sayılırsınız zamanla. Varlığınızın yegane yansıması vardır artık; yaydığınız huzursuzluk !